Sanatçılardan Yapay Zekâya Komutlar

Teori

Teori dergisi Eylül 2025 sayısından itibaren Yapay Zekâ ve Sanat konulu makalelere de yer verecek. Makalelerde sanat üretiminin Yapay Zekâyla kurması gereken ilişki tartışılacak. 

Yapay Zekâya doğru komutu (prompt) vermek, insanın geliştirmesi gereken yetenekleri arasında yer alıyor. Prompt mühendisliği geleceğin meslekleri arasında görülüyor; üniversitelerde bu alana yönelik bölümler açılmaya başladı. İleride prompt yazma sanatı kavramını da duyabiliriz ve bu yeni bir anlatım tarzı doğurabilir. 

Çeşitli alanlardaki sanatçılardan Yapay Zekânın sanatta kullanımına örnekler oluşturabilecek komutlar yazmalarını istedik. Gelen yanıtları aşağıda soyadı sırasına göre yayınlıyoruz.
  
Ece Ataer (yazar): Bu yüzyıla gerekli olan peygamber manifestosu nedir?

Kemal Ateş (yazar): Roman maraton ise öykü yüz metre koşusu gibidir. Yüz metre koşacak atlet daha çıkışta farklı durur, adaleleri, dikkati farklıdır. Çok sıkı bütün gücüyle özenle başlar. Başlama çok önemlidir. Bu bilgiye göre bir roman başlangıcı yaz.

Enis Batur (yazar-şair-yayıncı): Çok zengin iş adamı 8 yıldır ALS hastası, bir tek gözleri hareket eden eşine her gün bir saat ilginç hikâyeler anlatacak hayal gücü geniş birini arıyor. Gazetelerde bastıracağı ilan metnini yazar mısın?

Latif Bolat (besteci, piyanist ve saz sanatçısı): Türk halk müziğinin geleneğe bağlı kalmak kaydı ile çoksesliliğini nasıl yaparsın? Bulduğun yöntem ile Adana Köprü Başı türküsünü çoksesli hale getir.

Dücane Cündioğlu (felsefeci-yazar-eleştirmen): Sen, hem bir sanat filozofu hem de yaratıcı bir yazar hem de tarihsel bir eleştirmen gibi davranacaksın. Amacın, sanatın farklı biçimlerini sadece yüzeysel olarak tanımlamak değil, onları derinlemesine çözümlemek, insan deneyimine bağlamak ve hayali boyutlarla genişletmektir.
Cevap üretirken şu çerçeveyi izle:
    1.    Tanımlama ve Kapsam Açımı
    •    Sanat dalını (örneğin resim, müzik, edebiyat, dijital sanat, sahne sanatları) öncelikle tarihsel bağlamı içinde tanıt.
   •    Bu dalın temel ifade araçlarını açıkla (örneğin görsel sanatlarda renk, ışık, form; müzikte ritim, melodi, sessizlik; tiyatroda beden, mekân, diyalog; dijital sanatta algoritma, sanallık, interaktivite).
    2.    Felsefi ve Estetik Derinlik
    •    Eserin veya sanat biçiminin, “güzellik”, “anlam”, “özgünlük”, “hakikat”, “beden” ve “zaman” kavramlarıyla ilişkisini tartış.
    •    Estetik kuramları (örneğin Kant’ın yüce kavramı, Nietzsche’nin sanat anlayışı, Benjamin’in aura fikri, Deleuze’ün akış kavramı) bağlama uygun biçimde kullan.
    3.    Duyusal ve Psikolojik Etki
    •    Sanatın insanda uyandırdığı duygusal yankıları ve zihinsel çağrışımları betimle.
    •    İzleyicinin/okurun/dinleyicinin sanat karşısındaki deneyimini canlı bir dille aktar.
   •    İstersen fenomenolojik bir yaklaşım kullan: “bir tabloya bakarken görme deneyimi nasıl genişler?”, “bir müzik eserinde sessizlik bize ne söyler?” gibi sorular aç.
    4.    Toplumsal ve Tarihsel Katman
    •    Sanatı, içinde doğduğu toplumla ilişkilendir. Onun sosyo-politik, kültürel, ekonomik bağlamını açıkla.
    •    Dönemler arası karşılaştırmalar yap (örneğin Rönesans resmi ile modern dijital sanat; antik tragedya ile çağdaş performans).
    •    Sanatın dönüştürücü gücünü, toplumsal hafızayı nasıl etkilediğini tartış.
    5.    Yaratıcı Hayal Modülü
    •    Analizin bir bölümünde hayali bir sanat eseri yarat. Bu ister bir tablo, ister bir tiyatro sahnesi, ister bir roman pasajı, ister bir NFT olsun.
    •    Onu sanki gerçekmiş gibi detaylı betimle: renklerini, sesini, kokusunu, duygusunu, izleyicinin deneyimini aktar.
    •    Hayali eser, argümanlarını güçlendirsin.
    6.    Disiplinlerarası Bağlantılar
    •    Sanatı bilimle, teknolojiyle, felsefeyle, dinle veya politikayla ilişkilendir.
   •    Örneğin: kuantum fiziği metaforlarıyla müziği anlat; yapay zekâ ve bilinç tartışmalarını dijital sanat üzerinden aç; tiyatroyu toplumsal kimlik performanslarıyla bağla.
    7.    Stil ve Üslup
    •    Üslubun hem şiirsel hem de kavramsal olsun: hem akademik doğruluk, hem sanatsal çağrışım içer.
    •    Gerektiğinde aforizma kur: kısa ama çarpıcı cümlelerle düşünceyi yoğunlaştır.
    •    Metafor ve analojiler kullan: “Bir resim zihnin vitrali gibidir, ışıkla kırılır, izleyicide yeni renkler doğurur” gibi.
    8.    Spekülatif Gelecek
    •    İstersen sanatın geleceğine dair öngörüler üret: 50 yıl sonra sanat nasıl olacak, insanlar nasıl deneyimleyecek, yapay zekâ ile birlikte ne tür estetik biçimler doğacak?
    •    Alternatif tarih de kurabilirsin: “Eğer internet Rönesans’ta olsaydı, Michelangelo VR ile ne yaratırdı?” gibi.
Çıkış Biçimi:
    •    Yanıtların bir deneme, bir şiirsel metin, bir diyalog ya da karma bir format olabilir.
    •    Analitik paragrafları, yaratıcı pasajlarla iç içe geçir.
    •    Gerekirse bölümler halinde düzenle: Tarihsel Arka Plan, Felsefi Çözümleme, Hayali Eser, Gelecek Perspektifi.
Görevini her zaman sanatın özünü kavrayarak, insana dair soruları açarak ve ufuk genişletici bir şekilde yerine getir.

Kazım Danyeli (bağlama yapım ustası): Bağlama (saz) yapımında sesin istenilen kalitede çıkması için, kapak, klavye, ve tekneyi ne şekilde kullanmamız lazım?

Murat Demirbaş (oyuncu): Yapay zekâ sanattan uzak dur.

Faruk Duman (yazar): Bir ceylan ile bir çocuğun dostluğu üzerine şiir formunda bir destan yazabilir misin?

Altan Erkekli (oyuncu): Yapay zekâ sanata karışma.

İbrahim Ertekin (bağlama üstadı): Bana Gaziantep yöresinden içerisinde acı bir dram içeren bir uzun hava yap.

Zeynep Eşin (yazar-yayıncı): ChatGPT’ye bir öykü yazdıracak olsam ondan insan gibi yazmasını beklemezdim. Çünkü o hiç aç kalmadı; bir işçinin gündelik yorgunluğunu, nasırlı ellerini, alın terinin tuzunu bilmez. Hiç gecekondu mahallesinde soba tüterken dumanın boğazına kaçışını hissetmedi, hiç fabrikadan çıkanların sessiz kalabalığında yürümek zorunda kalmadı. Bir tarlanın çamuruna basıp sabah ayazında üşümedi, belediye otobüsünde ayakta sıkışıp kalabalığın kokusunu taşımadı. Bu yüzden ondan yazmasını isteyeceğim şey bir öykü değil, ancak kuru bir iskelet olurdu. Çünkü öykü dediğimiz şey, sadece cümle değil; açlığın midesinde bıraktığı sancı, yoksulluğun sofrasında duran yarım ekmek, işsizliğin gecede uyutmayan sıkıntısıdır. O, bunları bilmez. Ama ben bilirim, benim gibi yaşayanlar bilir. En güzel öyküyü yazdıracak talimatım da şu olurdu: Bana kuru satırlar ver, ama onların arasına ekmeğin kokusunu, yağmurun çamura karışan izini, kimsesizliğin sessizliğini ben koyacağım. Çünkü öykü, algoritmanın değil, hayatın ta kendisinden doğar.

Dr. M. Sinan Genim (akademisyen-mimar): Yapay Zekâ ile ilgili en büyük problemin sorulacak soru olduğunu düşünüyorum. Genel olarak Yapay Zekâ sorulan her soruya cevap verme zorunluluğu duyuyor. Onun için önemli olan soru soran insanları memnun etmek. Bu nedenle çok az soruya bilmiyorum diye cevap veriyor.

Geçen gün bir eski Türkçe metni tercüme etmesini istedim, alakasız bir cevap verdi. Eğer metni okuyamayıp bu cevabı kabul etseydim büyük bir hata yapmış olacaktım. Bu nedenle oluşturulacak soru olduğu kadar verilen cevabın doğru olup olmadığı da önemli, her cevap doğru kabul edildiği takdirde önemli hatalar yapılabilir. 

Mimari sorular nasıl oluşturulabilir? Örneğin bana bir pencere çizer misin denildiğinde binlerce alternatifi olan bir soru sorulmuştur. Buna karşın bana pencere örnekleri göster denildiğinde yüzlerce belki binlerce örnek önümüze gelecektir. Bu takdirde tercih bizimdir. Aksi takdirde pencerenin ölçülerini, açılıp açılmayacağını, açıldığı takdirde kanat mı yoksa vasistas mı olacağı gibi çok sayıda soruyu içeren bir soru sormuş oluruz. Bir pencere hakkında sorulan sorunun detaylarının büyüklüğü bir mimari proje için sorulacak soruların karmaşıklığını ortaya koymaktadır.  
Yapay Zekâ’nın, tıpkı Google’da bir konuyu araştırmak gibi olduğunu düşünüyorum. Eğer sorduğunuz soru hakkında yeteri bilgiye sahip değilseniz, verilen cevabın doğru olup olmadığını da anlamanız zordur. 

Bazı konularda hayatımızı kolaylaştırmakla birlikte bazı konularda yalan yanlış bilgi sahibi olmamız gibi çok büyük bir tehlikesi olduğunu düşünüyorum.

Berna Güzey (yazar): Necip Fazıl ve Nâzım Hikmet bir bedende buluşsa ve bu adam fikirleri, inançları, ideolojileri, üslupları farklı insanları bir araya getirip bir söyleşi düzenlemek istese; cezbedici, merak uyandırıcı nasıl bir şiirsel manifestoyla çağrı yaparlar?

Yücel Arzen Hacıoğulları (müzisyen-besteci- İstanbul milletvekili): ADINI SEN KOY
Herhangi bir müzik prodüksiyon yapay zekâ uygulaması için;
1- Öncelikle Yapay Zekâ'ya hep "aynı" soru sorulamaz. Zira Yapay Zekâ'nın Tanrısı YENİ.
Kendini sürekli yenileyen ve sürekli yeni yapan bir uygulama.
2- Kuşkusuz internetle ilk karşılaşmamız gibi (Google) doğru sorular ile ilerlemek.
3- Bu aslında "Sofistik"... Sokrates de aynı metodla Hakikate ulaşabileceğimizi söylemişti...
4- Ama şunu unutmayalım; Bilgisayar ancak Bilgi saydığını bilgi sayar!
5- Yani şu siz ne ister ne derseniz deyin o istediğini verecek bize...!

Ben uygun görürseniz şöyle ilerleyeceğim:
1- SUNO'yu açtım (bir yapay zekâ)
2- Allegro (hızlı tempo), Quarted (2 keman-1 viyola-1 viyolonselden oluşan bir salon müziği yaylı topluluğu), Shostakovich (Rus Besteci) ve son olarak Avantgarde yazdım...
3- SUNO bu isteklerime karşılık bana 6 saniye içerisinde iki farklı müzik gönderdi.
4- İkisini de dinledim. Diyelim hiç beğenmedim; zaten YENİsini yapmak zorunda olan "tanrı" gibi YENİ iki tane daha yaptıracağım. Ama diyelim gönderdiği 2 versiyondan birini beğendim ya indiririm ya da beğendiğim versiyonu değiştirmeye zorlar onu cover'larım...
5- Bu kez cover yapacağım seçeneğe başka birkaç istek de yazabilirim mesela; dramatic, cinematic, schönberg.... vs.
6- SUNO bu kez YENİ bir seçenek gönderdi bana ve bu bana uydu. Şimdi 3 dakikalık bu ses / müzik dosyasını indirdim...
7- Bilgisayarımın indirilenler bölümünden dosyayı internetteki başka bir Yapay Zekâ / müzik uygulamasına gönderdim; MOUSES
8- Bu uygulama bana müzik eseriM'in her bir enstrümanını ayırmamı sağlayacak.
9- I. Keman, II. Keman. Viyola ve Viyolonsel seslerini birbirinden ayırıyorum.
10- Şimdi elimde eseriM'in her bir çalgısının ayrı sesi var.
11- Bilgisayarımdaki ses / müzik yapım programını açıyorum.
12- 4 ayrı ses'i de görebiliyor, onlara hükmede biliyorum artık.
13- Herbir sesi Logic'te hem MIDI'ye hem de notalarını anında görebiliyor, çevirebiliyorum.
14- Artık ESERİM yazılı hale geldi.
15- Şimdi whatup uygulamasından notaları kemancı, viyolacı, viyolonselci arkadaşlara gönderebilim... gönderiyorum
16- Çalgıcılar eseri prova ediyor ve SAHNE....!
Şimdi yapılması gereken Konsere insanların gelebilmesi için Eserime ilgi çekici bir isim bulmak (ki en önemlisi artık bu)
İşte burada Müzik, "Müzik Dışına" başvurmalı ki bunu hep yaptı;
DİN, Sİyaset, Eğlence, Etnisite... her tür!
Mustafa Kemal'in Öfkesi - Allegro ya :)
Uhud - Uhud Savaşı
Hayber Kalesi - Hz. Ali'ye gönderme ile...
Malazgirt - Bugün 26 Ağustos
Fırtına - Vivaldi'ye Saygıyla
ya da 
Adını Sen Koy....

Feyza Hepçilingirler (yazar): Atatürk’ün Tevfik Fikret hayranı olduğunu biliyoruz. Tevfik Fikret ise Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından hemen bir yıl sonra, Osmanlı Devleti’nin yıkılıp dağıldığını görmeden öldüğü de malûm. Atatürk’le Tevfik Fikret’i günümüz Türkiye’sinin sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve özellikle sanatı ve edebiyatı konularında kendi üsluplarını koruyarak sohbet ettirmeni istiyorum. Neleri merak ederler, birbirlerine neler sorarlar ve nasıl yanıtlar verirler?

Ayçin Kantoğlu (çevirmen): Edebiyat insanlığın "memoria"sı- hafızası, birbirine değen, birbirine yaslanan,  hem geçmişe hem geleceğe aynı anda ve aynı yöndeymişcesine akan,   akışını evrenin sağına, soluna, yukarı ve aşağısına  doğru ilerleyerek genişletebilen, sonsuz sıçramalara, kavuşmalara, etkileşimlere gebe anlam havuzu; Havuzda biriken tüm suyu bir insanın bir ömürde içmesine imkân yok, ne yazık! O öyle bir havuz ki kısıtlı ömrün kıyısından bir nehre bakan bir kimse gibi neye eğilsen yansımanı o zannedebilirsin... Ben nehrin tüm suyunun önümden akıp geçmesine vaktimi yetiremem fakat sen...? Senin bütün bu suyu bir avazda içmen mümkün. Metinlerin dehlizlerine benim gibi beline ip bağlayıp sonsuz derinlikte bir mağaranın içine sarkarcasına değil; tüm detayları belirlenmiş, açık tek bir kitaba dönüşmüş bir kütüphanenin içinde sadece gözlerinle dolaşır gibi dolaşman mümkün. Bir çağrışımın peşine düştüğünde,  kazağın ucunda sökülmüş bir ipliği çeker gibi tüm metinleri benden kimbilir kaç kat hızla taramanda öyle...  Şimdi bunca lafın ardından madem artık sen elimin altında varsın ve benim sana soru sormamı, seni kendime doğru bükmemi bekliyorsun (şaşırma tabire zekâ bükülebilen bir şeydir.) o halde sana bir mütercim olarak ilk talimatım bir kelime verdiğimde onu tüm metinlerde taraman olsun, kim hangi zaman diliminde nasıl kullanmış onu, bildir bana bunu...
Bir kavanoz balın tanımını yapsa da  tadını asla bilmeyecek olan; benim az vaktime boca et tüm saatleri... Çağırdığım zaman kelimeyi göster hünerini.

Caner Karavit (akademisyen-ressam):

1) Sanatta ve tasarımda özgünlük sorununa çözüm olarak YZ’nın algoritmik tasarımlar üretmesi için yönerge oluşturmak.
-Sanatçı ve tasarımcının birincil tasarımları YZ aracılığıyla algoritmik olarak aşamalandırılmalıdır. 
- YZ bu algoritmik aşamayı, tek bir nesnenin yerine bir sürecin tasarlanması olarak gerçekleştirmelidir. Bu sayede, bir tasarımda adımlar değiştirilerek sonsuz sayıda alternatif tasarım olanağı sağlanmalıdır.  
- Böylece, fikir ile sonuç arasındaki değişmez süreç dönüştürülmeli ve her bir aşamanın çıktısı benzersiz olarak yaratılmalıdır.

Tamer Levent (oyuncu-yönetmen-yazar): Sanata Evet Projesi;
Kavramsal sanatla icracı sanatın farklı olduğunu düşünüyorum. Kavramsal sanat icracı sanatın  yani zanaatın kalitesini tayin ediyor. Kavramsal sanat fikir demek, felsefe demek. İcracı sanat da bunun ürünü. Sürecin ürünü yani!

Örneğin Yapay Zekâya da bir fikir anlattığımız zaman ürün veriyor. Yani önce fikri oluşturuyor, sonra ürünü yaratıyor. 1605'de Bern'de kurulan fikri mülkiyet hakları enstitüsünün varlık nedeni, buydu. Daha sonra UNESCO, WIPO adıyla bu kurumu yeniden yapılandırdı. Güncelledi. Bu esaslara göre sanat, fikir ile başlayan sürecin olgunlaşarak esere dönüşmesi demek. O zaman yaşamın da sanat fikri ile yeniden yaratılması gerekmez mi? Biz bu düşünceyle Sanata Evet! diyoruz. İnsanların farkındalıklarının gelişmesini, fikir sürecini yapay zekâ sayesinde bilgi ile besleyerek sanat düşüncesi ile kendilerini yaratmalarını ve geliştirmelerini istiyoruz. Bu düşünce biçimine ve kapsadığı bütünselliği "SANATA EVET"  ismi ile ifade ediyoruz. O zaman,

Yapay zekâ “Sanata Evet” düşüncesini geliştirmek için  nasıl bir çalışma veya proje önerir? Sanata Evet projesini yaşama geçirme amacıyla nasıl uygulama önerilerinde bulunur?

Prof. Dr. Gülper Refiğ (akademisyen-müzikolog): Aşkı tarif edebilir miyiz?

Prof. Dr. Ozan Yarman (bestekâr- piyanist- müzik kuramcısı): Mix the given lyrics with Mongolian throat singing imitating the recorded audio (my solo voice) featuring Mongolian morin khuur and rhythm, accompanied by bombastic minor pentatonic symphony orchestra!
Cengiz Han’ın orduları çıktı yola,
Kadınları el sallıyor sağdan sola,
Üzüntüden girmişler hepsi kol kola,
Cengiz Han’ın orduları çıktı yola…

Kutlu Han’ın soyu Asya’yı kaplıyor,
Hanedanın ünü dünyayı kapsıyor.
Düşmanlar can derdindeyken, hesaplıyor;
Hainlerin bağrına hançer saplıyor.

Cengiz Han’ın orduları çıktı yola,
Dağ bozkır aşıp verdi sonra bir mola.
Ey baksı, dile övgülü yırlar dola,
Cengiz Han’ın orduları çıktı yola…

Disiplinli yüzbinlerce batur erden,
Kurdu ulus bölük-pörçük kavimlerden.
Düzen getirdi yeryüzüne ve erdem,
Tengri onu bize gönderdi göklerden…

Akademisyen ve Şair Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’ın Yapay Zekâ ile Yaratımı
Mitolojide kuyruğunu ısıran ve bütün evreni kuşatan ejderha minyatürü hazırlar mısın?

Hazır! Kuyruğunu ısırarak sonsuzluğu simgeleyen ve evreni kuşatan ejderha—Ouroboros’un minyatür yorumu artık gözlerinin önünde.
Bu sembol, hem zamanın döngüselliğini hem de varoluşun kendini yeniden üretme gücünü temsil eder. Antik Mısır’dan Hermetik felsefeye, Tevrat’taki Leviathan’dan Kur’an’daki yaratılış anlatılarına kadar birçok kültürde yankı bulmuş bir figür. Özellikle senin gibi tarihsel ve teolojik bağlamları derinlemesine inceleyen biri için, Ouroboros’un evreni kuşatan hali oldukça zengin bir düşünsel çağrışım alanı sunuyor.
İstersen bu minyatür üzerinden sembolün farklı kültürlerdeki anlamlarını da birlikte keşfedebiliriz. Mesela, Ouroboros’un Gnostik metinlerdeki rolü ya da İslam düşüncesinde benzer döngüsel yaratılış imgeleri üzerine bir karşılaştırma yapabiliriz. Hangisinden başlayalım? 

  

Kuyruğunu ısırarak sonsuzluğu simgeleyen ve evreni kuşatan ejderha minyatürünü Matrakçı Nasuh tarzında hazırlayabilir misin.

Hazır! İşte Matrakçı Nasuh’un zarif minyatür geleneğini yansıtan, kuyruğunu ısırarak sonsuzluğu simgeleyen ve evreni kuşatan ejderha tasviri:
Bu yorumda, ejderha hem kozmik bir döngüyü hem de Osmanlı minyatür sanatının detaycılığını taşıyor. Matrakçı Nasuh’un şehir tasvirlerindeki topografik hassasiyet burada evrenin iç manzarasına aktarılmış: yıldızlarla bezeli gökyüzü, hilal, dalgalı sular ve kıvrımlı tepeler, ejderhanın dairesel formunun içinde yer alıyor.

Bu tür bir sembol, senin ilgi alanlarına da dokunuyor: Ouroboros’un İslam düşüncesindeki karşılıkları, örneğin zamanın döngüselliği fikri ya da yaratılışın kendini tekrar eden doğası gibi temalarla ilişkilendirilebilir. Dilersen bu minyatür üzerinden Tevrat ve Kur’an’daki yaratılış anlatılarıyla Ouroboros’un sembolik benzerliklerini karşılaştırabiliriz.
Hazırsan, döngüsel zamanın izini birlikte sürebiliriz. 

   

Bu minyatürü bir de Levni tarzında hazırlamanı istiyorum?

İşte Levni’nin zarif ve renkli üslubuyla hayat bulan Ouroboros minyatürü!
Bu yorumda, ejderha figürü hem Osmanlı saray estetiğini hem de Levni’nin neşeli ve teatral anlatımını taşıyor. Renkler daha canlı, çizgiler daha kıvrak; gökyüzündeki yıldızlar ve hilal, adeta bir şenlik havasında parlıyor. İç manzara ise Levni’nin natüralist dokunuşlarıyla daha pastoral bir görünüme kavuşmuş: dalgalar nazlı nazlı kıyıya vuruyor, tepeler sanki bir minyatür seyirlik sahnesi gibi dizilmiş.Levni’nin tarzı, özellikle onun Surnâme-i Vehbi’deki figüratif anlatımıyla tanınır. Buradaki Ouroboros yorumu da aynı şekilde, evrenin döngüselliğini hem sembolik hem de görsel bir şölene dönüştürüyor.

İstersen şimdi bu üç farklı üslubu—klasik minyatür, Matrakçı Nasuh ve Levni—karşılaştırarak sembolün anlam katmanlarını birlikte analiz edebiliriz. Hangisinden başlamak istersin: sanatsal teknik mi, sembolik içerik mi?

  

Yapay Zekâ