ABD yönetimi Çin'i kötüleyerek virüsle mücadeledeki başarısızlığını saklayamaz

Chen Wei hua
Çeviri: Kurtuluş Özgür Yıldız

Dünya Sağlık Örgütü beş hafta önce yeni koronavirüs pnömonisine COVID-19 adını verdi ve bu ad o zamandan beri Avrupa Birliği liderleri dâhil dünyada geniş kabul gördü ve yapılan konuşmalarda kullanılan bir terim oldu.

Diğer yandan, ABD’nin en üst düzey yöneticisi ve en üst düzey diplomatı açısından durum farklı; bunlar, DSÖ’nün kötüleme içeriğine vurgu yapan uyarılarına rağmen “Çin virüsü” veya “Wuhan virüsü” ifadesini kullanmayı sürdürmekteler. Uluslararası sağlık kuruluşu hastalığa COVID-19 adını verirken, virüse, bir coğrafyaya, bir hayvana, bir bireye veya bir grup insana işaret eden türde bir atıfta bulunmaktan kaçınmayı amaçladığını açıkladı. Aslında, DSÖ Genel Müdürü Tedros Adhanom Ghebreyesus hastalığa bir ad vermenin, yanlış veya kötüleyici olabilecek diğer adların kullanımını önlemek anlamına geldiğini söyledi.

Bu nedenle, üst düzey ABD yetkilileri tarafından ırkçı terimlerin kasıtlı olarak kullanılmasının, Çin Dışişleri Bakanlığı ve yurtdışı kanaat önderlerinin kınamasına konu olması şaşırtıcı değil. Washington merkezli Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda kıdemli bir Çin uzmanı olan Michael Swaine, “COVID-19’u ‘Çin’ virüsü olarak yaftalamayı iğrenç ve açıkça ırkçılığı beslemek” olarak nitelendirdi.

New York Times köşe yazarı Nicholas Kristof, “hastalıklardan dolayı yabancıları suçlamanın uzun ve acımasız bir yabancı düşmanlığı geçmişi var ve COVID-19’a vereceğimiz tepkiyi de elimize yüzümüze bulaştırıp başkalarını günah keçisi yapmamalıyız.” dedi.

Meksika’nın eski Çin Büyükelçisi olan Jorge Guajardo, ABD liderini, virüsü ırkçılığı alevlendirmek için kullanmakla eleştirdi.

ABD lideri, yönetiminin COVID-19 ile ilgili beceriksizliğini perdelemek için Çin’i kötülemesi sonucunda kendini rezil etti.

Tedros’un dediği gibi dünya “belirleyici bir küresel krizle” karşı karşıyayken birilerini kötülemenin zamanı değil. Böyle bir kriz, insanlığın en iyisini ve en kötüsünü ortaya çıkarma eğilimindedir. Tedros, sağlık çalışanlarını balkonlarından alkışlayan insanların dokunaklı video kliplerine ve toplumlarında yaşlılar için alışveriş yapmayı öneren insanların hikâyelerine atıfta bulundu.

Wuhan, Hubei Eyaleti ve Çin’in diğer şehirlerinden gelen videoların yanı sıra, şehirlerinin kapatılması sırasında sağlık çalışanları ve komşularıyla dayanışma göstermek için balkonlarından şarkı söyleyen İtalyanların videolarını gördüm.

Pazartesi günü Tedros, Çin’le İtalya’nın kriz zamanlarında birbirlerine nasıl yardım ettiklerini gösteren ve İtalyan Kurtarma Ekibinin Sichuan eyaletinde yüzlerce kişinin hayatını kurtardığı büyük 2008 Wenchuan depreminden ve çoğunlukla deneyimli doktorlardan oluşan bir Çinli sağlık ekibinin COVID-19 ile mücadeleye yardım etmek için İtalya’ya gitmesini içeren tivitimi alıntıladı. “Dayanışmanın iç açıcı örneği İtalya ve Çin. Hepimizin ortak düşmanı olan COVID-19 ile mücadelede birleşmemiz ve birbirimizi desteklememiz gerekiyor” dedi.

Pazartesi günkü basın toplantısında Tedros, insan dayanışmasının güçlü birliğinin virüs salgınına kıyasla daha çok yaygınlaşması gerektiğini söyledi.

Yeni koronavirüs salgınını neredeyse bitiren Çin, diğer ülkelere yardım elini uzatarak COVID-19 ile savaşa yardımcı olmak için çeşitli ülkelere tıbbi malzeme ve sağlık ekipleri gönderdi.

DSÖ’nün “sanal” basın toplantılarını bir aydan fazla süredir izleyen biri olarak birçok ülkede durumun kötüleştiğini görmek yürek burkucu. Dünya, DSÖ’nün haftalar önce hazırlanmaya çağıran uyarılarına kulak verseydi, birçok ülke bugün çok daha iyi bir durumda olurdu.

Geçtiğimiz günlerde daha fazla sayıda ülke salgına karşı daha katı ve iyi önlemleri yürürlüğe koydu. Ancak, dünya liderleri kendi sorunları için başkalarını suçlamaya çalışmak yerine birbirleriyle dayanışma göstermedikçe COVID-19’a karşı küresel mücadele başarılı olmayacaktır.

NOT: Makale, China Daily’de 20.03.2020 tarihinde yayımlanmıştır. Yazar, Brüksel merkezli China Daily AB Bürosu şefidir

İdeolojiler