Washington’un histerik Covid-19 savları boşa düşecek

Hu Xijin
Çeviri: Kurtuluş Özgür Yıldız

Gerçek bir uluslararası holiganlıkla karşı karşıyayız. Washington, Pekin’e üç yönden saldırmakta:

Birincisi, Çin hükümetini, başta “salgını gizleyerek” krizi kontrolden çıkarmak ve “ABD ve dünyaya zarar vermek” konusunda suçluyor.

İkincisi, Washington, açıklanan resmî sayılardan daha büyük kayıplar olduğunu, “ölen kişilerin gerçek sayısının” gizlendiğini ileri sürerek Çin’i karalamıştır. Burada amaç, ABD’deki yüksek ölüm sayısından gözleri uzaklaştırmaktan ibarettir. Böylece insanlar ABD’nin Çin’den daha dürüst olduğuna inanacak ve ABD’deki ihmalleri ve hatta görevi kötüye kullanmaları arka plana itecektir.

Üçüncüsü, ABD, avukatların saçma sapan iddialarla Çin hükümetine dava açmasını özendirerek Çin karşıtı duyguları kışkırtmaya çalıştı. Washington, kendini kurtarma umuduyla aşırı milliyetçiliğe döndü.

Çin, ileri sürülen histerik ABD iddialarını çürütmek için gereksiz ve anlamsız bir savaşa zorlanıyor. İki nedenden ötürü Washington parodisinin başarısızlığa mahkûm olması kaygıya yer bırakmıyor:

Birincisi, salgına karşı mücadelede Çin çok iyi örgütlenmiştir ve büyük başarı elde etmiştir. Bütün dünya bu açık gerçeğin farkındadır. Covid-19 küresel salgınının ciddi küresel yayılımı göz önüne alındığında, dünya, Vuhan şehrinin virüsün üstesinden gelmedeki genel ediminin hakkını teslim edecektir.

Salgın ilk olarak Vuhan tarafından duyurulmuş ve önlemek için zorlu hareketliliğe karşı önlem alma seçimi ilk kez burada yapılmıştır. Avrupa ülkeleri ve ABD, salgınla uğraşmaya başladığında, virüsün keskinliğini ve nasıl yayıldığını biliyorlardı. Önceden farkındaydılar ve yalnızca tam çevreleme ile bunun ekonomiye vereceği hasar olasılıklarını dengelemeleri gerekmekteydi. Eğer tüm bu ülkeler doğru seçimleri yapamadıysa bunun suçlusu Vuhan olabilir mi?

3 Ocak gibi oldukça erken bir tarihte Çin, Dünya Sağlık Örgütünü (DSÖ) ve ilgili ülkelerle bölgeleri pnömoni salgını hakkında bilgilendirmeye başladı. Çinli sağlık uzmanları ve idari makamlar, o zamandan beri virüs hakkında bilgi topluyor ve biriktiriyor. 20 Ocak’ta Çin, koronavirüsün insandan insana bulaştığını resmen doğruladı ve bu bilgiyi kamuoyuna açıkladı. Kanıt gerektiren bu süreç hiç de kolay olmadı.

Çinli bilim adamları, DSÖ ve uluslararası sağlık uzmanlarıyla sıkı temas içindeydi. Dünyanın en saygın tıp dergilerinde koronavirüs salgını hakkında çeşitli makaleler yayınladılar ve uluslararası toplumla her bilgiyi paylaştılar.

Vuhan, 23 Ocak’ın erken saatlerinde şehri kapatan ve dünyayı sarsan bir duyuru yayınladı. İnsanlık tarihinde ilk kez, on milyondan fazla nüfusa sahip dev bir şehrin dışarıyla bağlantısını kuran kanalların tamamı kapanmıştı. Bu, tüm dünyaya yüksek şiddette çalınan bir uyarı sireniydi.

Çin, benzeri görülmemiş biçimde ulusal düzeyde ekonomik faaliyetleri askıya alarak virüsü yok etmek için çok büyük çaba harcadı.

Washington’da iktidarı ellerinde bulunduranlar neyin gelmekte olduğunu açıkça biliyordu. Virüs, birçok Asya ülke ve bölgesinde patlak vermişti; virüs, Avrupa ülkelerini birbiri ardına yere seriyordu. ABD karar vericilerinin ayılmadan ve salgını tüm meselelerin en üstüne yerleştirmeden önce daha ne kadar bilgiye gereksinimi vardı? Sağır ya da kör müydüler?

ABD siyasi çevreleri inanılmaz bir acelecilik ve bönlük sergilemekte. Bazı üst düzey yetkililer, ABD senatörleri ve etkili medya çalışanları, Covid-19’un Amerikan halkı için çok az risk yaratan bir grip olduğunu ileri sürdü. Birincil seçimlerin doruk noktası olan süper Salı, 3 Mart günü büyük bir tantana ile yapıldı. Bugün seçim mitinglerinde kaç Amerikalının enfekte olduğunu kim söyleyebilir? Mart ayı başlarında hâlâ kimi ABD’li politikacılar ve ünlü televizyon yorumcuları salgını azımsıyor ve insanlara endişelenmemelerini söylüyorlardı. Nasıl oluyor da hâlâ saçma sapan ithamlarla Çin’i suçlayabiliyorlar? Hiç mi arları kalmamış?

İkinci nedense, yalancının mumunun yatsıya kadar yanmasıdır. ABD’deki partizanlık, ABD yalanlarının sonunu getirecek bir diğer noktadır. ABD’deki Demokrat Parti, Trump yönetiminin salgınla mücadeledeki başarısızlığını ve yetersizliğini kanıtlamaya oldukça istekli gözükmektedir. Demokratları destekleyen ana akım medya da yardım elini uzatacaktır. Yaklaşan başkanlık seçimleriyle Demokratlar, Cumhuriyetçi hükümetin sorumluluğunu hasıraltı etmesine fırsat vermeyecektir.

ABD’de salgın hâlâ mayalanmakta. Son günlerde bu ölümcül virüs günde yaklaşık 2.000 kişinin hayatına mal oluyor. Kamuoyunun öfkesi ABD’li politikacılar üzerinde giderek daha fazla baskı yaratacaktır. ABD siyasi elitleri ve destekçileri için halkı aldatmak ve uluslararası hukuku geçersiz kılacak yalanlar uydurmak giderek daha zor hale geliyor. Bu kadar ağır kayıplar karşısında kendilerini haklı çıkaramazlar.

Çin karşıtı atmosfer ABD toplumunda oluşmuş durumda ve siyasi elitler Çin’i baskılama girişimlerinden kaynaklı destek alacaklarından eminler. Çin ölçülü biçimde Washington’un başlattığı propaganda savaşının üstesinden gelmeli, olanaklı olan en iyi yoldan gerçekleri dünyaya göstermelidir. ABD’nin yumuşak gücü, ne kadar güçlü olursa olsun, olguları ve ahlakı yenemez. Washington’daki yönetici elitler, gerçekleri bulanıklaştırdıklarını ve iftiralarını yaydıklarını düşündükleri bir fantezide yaşıyorlar.

 

Yazar, Global Times Genel Yayın Yönetmenidir.

Kaynak: https://www.globaltimes.cn/content/1185512.shtml

Siyaset