Hassan Ragab, Mısırlı bir sinolog ve Süveyş Kanalı Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü'nün direktörüdür. China Daily tarafından desteklenen bir düşünce kuruluşu olan China Watch'da yayımlanan yazının Türkçe çevirisini yayımlıyoruz. İngilizceden Türkçeye Emrah Zorba çevirdi.
Arap-Çin ilişkileri hızla değişen dünyada artan bir öneme sahip.
Yaklaşık 2.000 yıl önce, hem deniz hem de kara yolu olarak kullanılan antik İpek Yolu güzergâhları, Çin ve Arap dünyası arasındaki ekonomik ve kültürel alışverişin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamış, Çin ve Arap halkları arasında anlayış ve güveni teşvik etmiştir.
1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) kurulmasıyla birlikte Arap-Çin ilişkileri yeni bir aşamaya girmiş, 1956'da Mısır'ın ÇHC'yi tanıması ve diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla başlamış, bunu diğer Arap ülkeleri izlemiştir.
Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumu'nun 30 Ocak 2004'te başlatılması, 21. yüzyılda Çin-Arap işbirliği için yeni bir platform oluşturdu. Forum, kültürel ve sanatsal festivaller, bilimsel konferanslar gibi çeşitli mekanizmalar aracılığıyla Arap-Çin ilişkilerinin her alanda gelişmesini sağlayan önemli bir motor haline geldi.
Kuşak ve Yol Girişimi'nin (KYG) 2013 yılında başlatılmasından bu yana, tüm Arap ülkeleri bu girişime aktif olarak yanıt vermiş ve bu girişimi Çin ile Arap dünyası arasında stratejik işbirliği ve karşılıklı fayda için yeni bir platform haline getirmiştir. Çin, 14 Arap ülkesi ve Arap Devletleri Ligi ile kapsamlı stratejik ortaklıklar veya stratejik ortaklıklar kurmuştur.
Çin ve Arap dünyası arasındaki işbirliği kapsamlı ve ileriye dönük olup karşılıklı kalkınmayı hedeflemektedir. Çin ve Arap ülkeleri arasındaki stratejik güven güçlendirilmiş, bu da ikili ilişkilerin kapsamlı, hızlı ve derin bir şekilde gelişmesine yol açmıştır. Dinamik ilişki, gelecekteki büyüme ve işbirliği için geniş perspektifler açmıştır.
Ekonomik ve ticari alanda Çin ve Arap dünyası, Çin-Arap ticaretini ve yatırımını artıran KYG ile pragmatik ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliklerini güçlendirmektedir. 2021 yılında Çin ve Arap ülkeleri arasındaki doğrudan yatırım 10 yıl öncesine kıyasla 2,6 kat artarak 270 milyar dolara, iki taraf arasındaki ticaret hacmi ise 10 yıl öncesine kıyasla 1,5 kat artarak 330,3 milyar dolara ulaştı.
Uluslararası arenada Çin ve Arap dünyası, Orta Doğu'daki karmaşık çatışmaları ve gerilimleri etkin bir şekilde ele alarak yakın işbirliği yapıyor. İki taraf iletişim ve koordinasyonlarını arttırdı ve sıcak meselelere siyasi çözümler getirmek için birlikte çalışıyor. Geçtiğimiz yıl Çin'in arabuluculuğuyla İran ve Suudi Arabistan yedi yıl aradan sonra diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etme kararı aldı. Bu, Körfez bölgesindeki gerilimin azaltılması yönünde atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda Çin ve Arap dünyası, daha barışçıl, istikrarlı ve müreffeh bir Orta Doğu inşa etmek amacıyla stratejik bağımsızlığın korunması, Filistin, Irak, Libya ve Sudan ile ilgili konularda birlik ve işbirliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor.
1 Ocak'ta Çin'in desteği ve teşvikiyle Suudi Arabistan, Mısır, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri BRICS mekanizmasına resmen katıldı. Dört Orta Doğu ülkesinin katılımı, bu ülkelerin kendi potansiyellerini kullanma ve yerel ekonomik kalkınmayı arttırmak için işbirliğini geliştirme kabiliyetlerini arttırarak BRICS Plus'ı bir bütün olarak Arap bölgesinde işbirliği ve değişim için yeni bir platform haline getirmektedir. Yeni dönemde Çin ve Arap ülkeleri, aşağıdakilere odaklanarak insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir toplumun inşasını teşvik edebilirler:
İlk olarak, her iki tarafın kalkınma stratejilerinin uyumlaştırılması ve kazan-kazan işbirliğinin teşvik edilmesi. Enerji, altyapı, tarım, yatırım, finans ve modern teknoloji alanlarındaki fırsatlardan yararlanarak küresel kalkınma girişimlerinin ortaklaşa uygulanması, karşılıklı ilerleme ve kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olacaktır. Bu yaklaşım, işbirliğinin faydalarının her iki tarafın halklarına da yayılmasını sağlayacaktır.
İkinci olarak, yeni bir bilimsel ve teknolojik işbirliği modeli oluşturarak ortak teknolojik ilerlemeyi teşvik etmek. Çin'in Arap dünyasına ihracatı hammaddeden sanayi ürünlerine doğru kaymıştır. KYG'deki yeni gelişmelerle birlikte Çin, teknoloji transferine odaklanmayı artırabilir, Arap dünyasına modern teknolojik ürünler ihraç edebilir ve işbirliği fırsatlarını artırmak ve ortak teknolojik ilerleme sağlamak için yeni teknolojilerin araştırılması ve geliştirilmesi konusunda işbirliği yapabilir.
Üçüncüsü, yeni turizm işbirliği yollarını genişletmek, spor değişimlerinin kapsamını genişletmek. Coğrafi bilgi teknolojisi ve akıllı veriler turizm endüstrisinde turistlere bilgi sağlamak, yeni turizm tüketimini yönlendirmek ve hizmet yöntemleri ile turizm endüstrisi modellerinde inovasyonu geliştirmek için kullanılabilir.
Dördüncü olarak, yapay zekâ, internet ve dijitalleşme gibi modern teknolojiler artık dil engellerini azaltmak ve yeni kültürel değişim modelleri oluşturmak için kullanılabilir. Örneğin, kültürel ve ekonomik alışverişi teşvik etmek için Dijital İpek Yolu girişiminin başlatılması, Çin ve Arap dünyası arasında kültürel işbirliği için yeni fırsatlar sağlayabilir.
Tarih boyunca Çin ve Arap medeniyetleri açık ve hoşgörülü bir tutumla sürekli etkileşim içinde olmuş ve birbirlerine ilham vermişlerdir. Tarihi İpek Yolu iki taraf arasındaki işbirliği ve alışverişe tanıklık etmiştir ve bugün Kuşak ve Yol Girişimi iki taraf arasındaki işbirliğine yeni bir canlılık ve ivme kazandırmıştır. Bu değişen çağda, Çin ve Arap dünyası arasındaki ilişkilerin gelişimi artık bölgesel kapsamla sınırlı olmayıp küresel bir etkiye sahiptir. İki taraf arasında ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda derinleşen işbirliği, bölgenin ve ötesinin istikrarına, refahına ve barışına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.